• yanmış bir yürek adlı ilk albümünü çıkarmış olan şarkıcı. sanatçı mı daha bilemiyoruz.
  • cengiz kurtoğlu hayranıdır. cengiz kurtoğlu'na, içerisinde kendisinin yorumladığı bir parça olan bir kaset yollar, tek isteği cengiz kurtoğlu'nun bunu bir albümünde yorumlamasıdır. şarkıyı dinleyen cengiz kurtoğlu, sesi çok beğenir ve bu sinan zorbey abimiz piyasaya girer. ancak hiç rağbet görmemektedir.
  • arabesk musiki konusunda, damar cerrahisi uzmanı olup,gayet itinalı operasyonlar gerçekleştirmektedir. severek dinlediğim bu sanatçının, beste seçiminin çok başarılı olduğu kesin. albümleri çok kaliteli. bu günlerde takıldığım parçası: "senindir yüreğim"
  • gücüm kalmadı şarkısı eşliğinde sınavıma çalıştığım değerli şarkıcı.

    (şarkının bazı bölümleri isyana sürükleyebiliyor insanı o kısımları geçiyorum. zira daima çok şükür yarabbi elhamdülillah. sadece birazcık yoruldum.)
  • şu anda şarkılar bizi söyler de yardırıyor.
    hakettiği yere gelememesi üzücü çok iyi bir yorumcu umarım geçte olsa değeri anlaşılır.
  • şarkılar bizi söylerde efsane bir performansa imza atmıştır.

    gel bahtımın kar beyazı
  • kontrolsüz güç güç değildir.
  • sunay akın gibi anlatmak olmasın ama konu ile ilgili bir kaç lafım var. şöyle ki;

    90'ların sonu. çanakkale. üniversitedeyim, üç veya dördüncü sınıf. bir grubumuz var, barlarda falan çalıyoruz. bilen bilir, sarpeddon, şehrin azizleri zamanı... koca üniversite grubu, piyasada sadece bu iki grup ve biz varız. biz haftada 2 gece meydandaki anatolian hotel'de çalıyoruz. batı orkestrası...bir gitar, bas gitar, davul ve klavye. saat 20 gibi inceden yemek müziği ile başlıyoruz. 21 gibi hafiften napolitenler, standartlar derken, 22.30 gibi sahneyi ince sazlara yani bizim roman arkadaşlara bırakıyoruz, onlar eğlence kısmı ile devam ediyor. biz 22.30 da restoranı terk edip, yandaki, yine otele ait bar kısmına geçiyoruz, orada devam ediyoruz bizim repertuvara. otelin müdürü ali adında kısa boylu kavruk biri. cin gibi bir fırıldak. ama biz de az tatlı su kurnazı olmadığımız için bize diş geçiremiyor, tatlı- sert devam ediyoruz iş birliğimize.

    bu kurnaz bir gün geldi. çocuklar dedi, bar kapandı. artık faaliyet göstermeyecek. siz 22.30 dan sonra da burada devem edeceksiniz. iyi de nasıl olacak, roman kardeşler var, onların ekmeğine mani olmayalım dedik. inceden de tırsıyoruz. tamam, çocuklar la ahbap olduk bu süreçte ama adamlar ekmeğimize mani olduklarını düşünürse, yerlerine bizim geçtiğimizi düşünürse başımız derde girer, çanakkale kıç kadar yer. olmaz bir şey ben ayarladım dedi. iyi madem ayarladıysan tamam dedik. biz ertesi cuma hiç kesmeden devem ettik. ulan saat 22 gibi bir baktık bu roman kardeşler tam karşımızda dikiliyor. hepsinin elinde enstrumanı. dik dik bakıyorlar bize. bizim solist kız kıllandı tabi. hemen bir ara verdi. geçtik arkaya. keman çalan ufak boylu başladı konuşmaya, abi dedi nabıyonuz beya, biz çalmıcez mi? neden inmiyonuz sahneden ?
    anlattık durumu, böyle böyle dedik. ali sizinle konuşmadı mı dedik, yok abi dedi bu alçak boylu. bizimle konuşan eden yok. bu alçak boylu kemancı fena içerledi ama yapacak bir şey de yok. kardeşim dedim olmaz öyle şey , ayarlayacağız dur bakalım falan... müdür ali'yi aradık, yok. tüymüş belli ki. bir de karınları aç gelmişler. normalde gelirler, açık büfeden bir şeyler alıp arkadaki kulis gibi yerde yemeklerini yerlerdi. biz kuliste yemezdik, bize herkesin oturduğu yerde yemek serbestti. bu roman kardeşlere öyle bir uygulama getirmişlerdi. ben buna o zamanlar gıcık olsam da ses etmedim. vardır bir bildikleri dedim geçiştirdim. neyse uzatmayayım, adamlara söylemeden işten kovmuşlar, yerlerine bizi koymuşlar. adamlar da bunu bilmeden çıkmış gelmiş. ben iyice dellendim. kardeşim açsınızdır siz, bir şeyler yiyin sonra kapın enstrümanları gelin, beraber çalacağız dedim bu alçak boylu kemancıya. abi nasıl olur falan fişman derken tamam lan dedim, uzatmayın. bu gece böyle, yevmiyeyi de paylaşacağız. tamam dediler mecburen. birazdan geldiler sahneye. orkestraya bir keman, bir kanun bir darbuka bir de klarnet eklendi. zar zor mikrofon ayarlarını falan yaptılar biz çalarken.

    o gece çanakkale muhtemelen görebileceği en güzel sahneyi gördü. laço tayfa popüler o zaman. brooklyn funk essentials falan var bu tip müzik yapan... tam olarak öyle olmasa bile o tadda bir sahne oldu. romanlar sahneye çıkınca ali hemen belirdi tabi, uzaktan bize kes- bitir gibi işaretler yapıyor, hiç oralı olmadık tabi, ara mara vermeden gece bir buçuğa kadar çaldık. insanlar çok eğlendiler o gece. bu alçak boylu kemancı nasıl çalıyor o kemanı anlatamam. keman değil sanki başka bir şey...

    sıra zurnanı zırt dediği yere geldi. paraları alacağız, bu ali şerefsizi yine yok. arattık, bulduk, mecburen geldi. ali abi dedim, bu çocuklara haber vermemişsin kovulduklarını, biz de beraber sahne yaptık, ver arpayı lütfen dedim. bu önceleri hık mık desede zorlayınca biraz vermek zorunda kaldı. haftaya gelmeyin ama dedi. sizinle çalışmayacağız artık. senin amk ali dedim adamın suratına. biz de gelmiyoruz lan. klavyeci ile davulcu abi napıyosun yea gibi biraz saçmaladı, susun lan dedim onlara da. o sırada bizim alçaykboylu kemancı tuttu çekti beni, abi dedi sen kral adamsın. siktiret bu lavukları, istenmediğimiz yerde biz de çalmayız , gel sende bizimle bas gitar çal dedi. tamam lan dedim. bizim malları bırakıp onlara transfer oldum. onlarla bir kaç düğün müğün çaldık. alçak boylu kemancıyla da sıkı arkadaş olduk. mahalleye giriş çıkışım kolaylaştı. eğlenceli yerdir mahalle, bilen bilir. güzel bir arkadaşlığımız oldu . bir müdeet sonra baktım ki bu iş olacak gibi değil. söyleyemiyorum da bizim romanlara, ya benlik değil bu işler, beni azat edin diye. o sırada ali bir haber yolladı. bu bizim otelde kalan mallar becerememiş. kadro toplayamışlar. ali de demiş serhattin leri çağırın madem geri.

    otele dönüşümüz çok havalı oldu. bir kaç ay daha cümbür cemaat çaldık, çok da keyifli programlardı. sonra bir gün bize de artık siz de kuliste yiyeceksiniz dedi bu göt ali. biz de vay canına deyip ağzımıza geleni söyledik, cümbür cemaat kovulduk. yerimize bir piyanist şantör aldılar. adam tek başına gümbür gümbür götürdü işi...

    işte bu hikayedeki, kemanı öttüren alçak boylu kemancı arkadaş sinan zorbey'dir.
    buraları okuyorsa selam olsun kendisine, güzel günlerdi kardeşim...
  • güçlü soydemir ile underground damar ekolünün iki nadide temsilcisi, iki büyülü sesidir.
hesabın var mı? giriş yap